17 Ağustos 2016 Çarşamba

*** Hobi-Mobi *** "Yalama Olmuşlar Her Yere Uyuyorlar"


Uzun zamandır uğraştığım yap-bozu sonunda tamamladım. Eve geldiğim günün akşamı ( 17 Haziran -:D :D Tamı tamına 2 ay olmuş :D ) açıp başladığım A-101'den aldığım o yap-bozdan bahsediyorum evet :) O yap-boz ne badireler atlattı bir bilseniz..Yurt köşelerinde mi sürünmedi dersiniz parçaları mı kaybolmadı dersiniz.. Kayıp parçaları bulup sayarken defalarca unutup en baştan saymaya başlamaları saymıyorum bile.
 Tam saymaya çalışırken beni güldürüp unutturan en sonunda dayanamayıp benimle saymaya başlayan sevgili oda arkadaşıma da buradan selamlar...  
Bu yap-bozu yaparken kendi kendime birkaç taktik bulduğumu düşünüyorum -belki daha önce vardır da ben bilmiyorumdur her neyse :D - onları da aralarda paylaşmayı düşünüyorum sizlerle... 

Bu arada bir uyarı vereyim biraz uzun bir yazı haberiniz olsun sonra bu kadar niye uzattın demeyin :)

1- Tabi ki herkesin yap-boza başladığı şekilde başladım ben de. Çerçeve oluşturarak.
- Bu kısıma daha sonra değineceğim unutturmayın :D-

2-Daha sonra renklerine göre ayırdım ve gruplandırdım.

3- Renklere göre ayırdığımı da yanlarındaki girinti çıkıntı sayısına göre grupladım.




4- Parçaların üzerinde fark edilip yeri kolay bulunabilenleri yerleştirdim.

5- İlginç bir şekilde bulduğum taktik ise şöyle bir parçanın olası yerini tespit etmek için kullandım birkaç kez uyguladım baktım tutuyor devam ettim :D Yap-bozun bir parçasının resimde yerini biliyorsunuz ama yap-bozda göremiyor musunuz ? :D -Reklam sloganı gibi oldu ya - :D Bu dediğim şeyi uygulayabilirsiniz.. Elinize aldığınız parçayı resmin üzerine koyuyorsunuz ve resmin tamamının boyutunu da yapbozun gerçek boyutunu kaplayacak şekilde kendinize doğru çekiyorsunuz.O parçanın yerini tam olarak görebiliyorsunuz.-Tabi ki bunu etrafında pek fazla parça olmayan yerlerde denemek daha mantıklı :D Sonuç gerçekten güzel :P 




Şu beyaz ağaçlarla koyu renkli olan ağaçlıklı kısım beni bitirdi bitirdi. Farklı yerler olsa da renk tonları birbirine ne çok uyuyordu ya. -Tabi o zamanlar bisikletin altındaki kısma daha gelmemiştim ve verdiğim kararın ne kadar erken olduğunu bilmiyordum :D  Ve evet en kolay giden yer şato kısmı oldu :D


Aylardır yerlerde sürünen yap-bozu bitirmeye kararımı vermeme yardımcı olan 19 yıllık dostuma buradan sevgiler.O olmasa herhalde yaz sonuna anca bitirirdim ben bunu..




Aha bu çok kötü oldu dediğim arkadaşımın bile dertlendiği parça. Ara ara bulamadık. Malum yerde olunca kaybolma ihtimali baya fazla. Halıların altı falan .Belki süpürgenin içindedir dedim onu bile açtım ya :D -Bu arada yapbozun bulunduğu yeri süpürmüyor musun diye bir yorumla sakın gelmeyin ha :D Süpürüyorum,siliyorum da yani :D Ama ben yokken ablam ne yaptı hiçbir fikrim yok :D :D İçinizden nereden çıktı dediğinizi duyar gibiyim :D Yok yok süpürgenin içinden de çıkmadı,boş yere toz yuttuğumla kaldım. Çaresiz oturdum kalan son açık mavili yerleri yapayım dedim ve resme dikkatli bakınca o parçanın da bu renklerle aynı olduğunu son anda fark edebildim.Ama insan karışık bir yerde olunca siyah kısımları da olur diye bakıyor ne yapayım. Ah ben ahh :D 



  
Ve işte o başıma kaynar suların boşaldığı bir başka an daha  :D araya koyduğum parçaların biri uyuyorken üstteki ile uymadığı ve çerçevede bir sıkıntı olduğunun kanıtlandığı an :D Demek ki neymiş  çerçeveyi yapmak her zaman yol gösterici de olamayabiliyormuş. Aslında hepsi gayet uyumluydu ya :P 


 
Veeeee final :)  





Birkaç ufak tavsiye daha sizlere : 

1- Yapbozu seçerken zorluk derecesini düşünerek seçin. Zor şeylerle uğraşmak size daha fazla zevk veriyorsa karmaşık resimli olanlarını ve renkleri birbirine yakın olanları seçin.

2-Yapbozu yerde yapmak -uzana uzana :D- daha rahat olsa da, temizlik konusunda sıkıntı ve ben her ne kadar kaybetmiş gibi korksam da olasılıklardan olduğundan masada yapmak daha iyi bir çözüm. Zorlandığımı anladığımda masaya çıkarmak istedim ama evde henüz masa yok :D Siz siz olun masada yapın :)

3-Yapbozu rahat olamayacağınız, parçaların kaybolma ihtimalinin fazla olduğu yerlerde -yurt vb.- yapmaya kalkışmayın ben gibi :D 

4- A-101' e gelen yapbozların bazıları çok güzel oluyor hem de uygun fiyata 2 tane oluyor içinde. Onlardan alabilirsiniz. 

Bu yapbozun diğer tarafında da kuleli bir yapboz vardı mesela.Benim daha çok hoşuma gitmişti. O aslında annemler tarafından bitirildi fakat taşınma işleri çıkınca bozuldu tekrar yapılmak üzere.Onu da yaptığımda sadece  fotoğraf olarak paylaşırım sizlerle :) O süre içerisinde siz de bana birkaç taktik verebilirsiniz yapboz üzerine ;) 

Biraz uzun bir yazı olmuş kusura bakmayın ama bugün konuşkanlığım tuttu :D Böyle konuşmayı çok seven arkadaşlar varsa beklerim,gelin konuşalım karşılıklı en azından burdaki arkadaşların kafasını şişirmeden rahatlarız :D Yorumlarınızı ve tüyolarınızı bekliyorum bakın haa :D 
Sevgiyle kalın ...

12 Ağustos 2016 Cuma

... Davet Ediyorum Sizi De ...


      Düşündüm bugün, hem de fazlasıyla. Yaşadığım olaylar,kimi durumlar baya iyi etkilemiş olacak ki yazma isteği uyandırdı bende. Yok yok yanlış anlaşılmasın tüm günümü anlatmayacağım sadece aklıma takılan,sorguladığım bir şey var onu paylaşmak istiyorum sizinle. İnsanlar neden sürekli birilerini eleştirme çabasındalar ve bu eleştirilere kendimiz neden engel olamıyoruz ? Eleştirilen insanlar kendilerine yapılan eleştirileri takıyor mu ? Denilir ya hep önce insan kendisine bakmalı diye . Yok bakmak yetmiyor görmek de gerek. Belki görmenin bile ötesini yapmalı kim bilir ?

       Bu sorular da nereden geldi aklıma değil mi gecenin bu saati :) Türlü türlü insanla karşılaşınca ister istemez takılır sorular kafama. Bir gün yalancısıyla karşılaşırsın bir gün yalan söylediğinin farkında bile olmayanıyla.. Bakarsın karşına gayet titiz, hatta obsesif kompülsif olabilecek seviyede titiz biri çıkar karşına, bakarsın otobüsün aralık kapısından fırlattığı çöpü umursamayan -pardon "insanlığı" umursamayan bir insan çıkar...Yaşarsın sen bu anları, gözlemlersin çevreni, bakarsın "onlara", görürsün "onları" belki de ama bakmak ile görmek farklı dostum. Bazı şeyleri görmek lazım, bazılarını görüp eleştirmek lazım -ki zaten bunu birçoğumuz gayriihtiyari yapıyor- kendinden fedakarlık edip gerekirse öz eleştirini acımasız da olsa yapmak lazım.

          Değiştirmek istiyorsa bir şeyleri insan, önce kendinden başlamalı. İnsanız biz de. Hiç kimse mükemmel değil kardeşim. Bunu unutma. Bahsettiğim değişim illaki yanlış yaptığın hatalı şeyleri düzeltmek ya da başkalarında görüp eleştirdiğin şeyleri kendinde sorgulayıp düzeltmek için çabalamak değil arkadaşım. En basitinden bakış açını değiştirmek. Düşünmek. Bu adam, bu kadın, bu çocuk bunu neden yaptı, sonrasını düşündü mü hiç, diğer insanlara etkisi ne bu konunun, olayın, durumun sonucu nereye kadar gider. Ben ne yaptım, ne tepki verdim o anlarda ? Bunları düşündün mü hiç ? Eleştirmek tabi ki kolay gelir kim bunları düşünmeye ayıracak vaktini değil mi ?Eleştir tabi ama bu hayata güzel bir şeyler katabileceksen eleştir. İnsanları mutlu edeceksen eleştir. Sonra böyle hayat mı olur, böyle dünya mı bırakılır dimi yeni nesillere!

       Düşün tüm bu soruları, sonra sorgula bakalım sen neyi nasıl yapardın. Yalan söyledin mi sık sık çevrendekilere , karşındaki kızdığın kişiye neler neler söyledin, yaşadığın olaya nasıl bir tepki verdin, kimlerin kalplerini umursamaz bir şekilde kırdın? Duyarsız oldun mu her şeye karşı, insanlara, insanlığa, çevreye? Kim bilir sen neler neler yaptın? Etrafındakilerin hangi eleştirileri altında kaldın ? Düşündün mü şimdi de az önce sorduğum ilk soruları düşün. Sen 'onun yerinde olsan' sorgular mıydın az önce yaşadığın olayı, yaptığın hareketi, az önce söylediğin sözü belki yalanı..Hata yaptığını fark eder miydin kısa bir süre sonra? Düzeltmek için yeni bir şey yapar mıydın ? Yoksa olan oldu bir daha yapmam diye kendini mi kandırırdın? Belki de çevrendeki insanların eleştirilerine bozulur ama kulağını tıkardın her şeye ? 

      Düşün düşün... 

Boşuna vermemiş yaradan bu aklı bize! 

       Başladıysan düşünmeye artık eleştirini yapabilirsin, yoksa boşuna laf kalabalıklığı yapma. Nasılsa yine hayatta bir şeyleri düzeltemeyeceksin, senin iki üç kelimelik eleştirinin etkisi gün sonuna kadar bile dayanmaz benden söylemesi, sana yapılan eleştiriler etkili oldu mu bak bakalım geriye dönüp.... 
    O yüzden eğer bu yazıyı okuduysan sen düşün,ben düşüneyim,sonra belki o da düşünür farkına varır bir şeylerin. Ya daha güzel bir dünya istemiyorum sadece elimizdekinin kıymetini bilsek bu bile yeterli .

"O zaman hepimizi düşünmeye davet ediyorum. "

Düşüncelerinizi benimle de paylaşın lütfen.

      Biraz karmaşık bir yazı olmuş olabilir. Sonuna kadar okuduysanız helal olsun..
Düşüncelerimle kafanızı karıştırıp başınızı ağrıttıysam da affola.

Sağlıcakla kalın...